Karamollaoğlu: Hodri meydan okuması! Notlarımızı da aldık…
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Yeni yapılacak inşaatlarda zemin etütleri ve mikrobölgeleme çalışmaları titizlikle yapıldı mı ki şimdiden yüzbinlerce konutun ihalesi konuşulmaya başlandı? Aynı yanlış anlayışla, aynı çarpık zihniyetle atılacak her yanlış adım, önümüzdeki günlerde çok daha büyük sorunlara yol açacaktır” dedi.
Karamollaoğlu, Cumhur İttifakı’nın “Not ediyoruz” açıklamalarıyla ilgili olarak şunları söyledi: Tabii bunları sadece not alıyor. Hodri’ye meydan okuma! Biz ve vatandaşlarımız notlarımızı aldık, defterlerimizi tutuyoruz” dedi.
Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında; Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremi sonrası yapılan çalışmaları değerlendirdi. ANKA’nın haberine göre Karamollaoğlu şunları söyledi:
ÜLKE OLARAK EN KORKUNÇ GÜNLERDE YAŞIYORUZ:“Bugün 22 Şubat Çarşamba. Maalesef 16 gündür ülke ve millet olarak yakın tarihimizin en sıkıntılı ve acılı günlerini yaşıyoruz. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta, iki gündür de Hatay’da meydana gelen depremler. Sadece o bölgeyi değil, tüm ülkemizi derinden etkisi altına alan önce, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır ve başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
YIKIMIN BOYUTLARINI ARTIRAN ŞEY ŞU DURUMDUR: Türkiye’nin depremler ülkesi olduğunu bilmeyen var mı? Sormak bile gereksiz. 7’den 77’ye herkes bilir bu gerçeği; üstelik bu gerçek bugüne kadar onlarca kez acı bir şekilde yaşandı. Bu gerçek bilinmesine rağmen yetkililerce gerekli hazırlıklar yapılmış ve yeterli önlemler alınmış mı? Ne yazık ki hayır! Bir sarsıntıyı felakete çeviren, yıkımın boyutlarını artıran işte bu kayıtsızlıktır. Sarsıntı öncesi havailik, sarsıntı anındaki çaresizlik ve sarsıntı sonrası uyum sağlayamama maddi ve manevi kayıplarımızı kat kat artırdı. Bu bölgede kesin tarih bilinmemekle birlikte onlarca uzman hipotez olarak beklenen bir deprem için yüzlerce kez uyarıda bulundu. Yapılması gereken hazırlıklar hakkında binlerce rapor hazırlandı; Ne dikkate alındı? Depreme hazırlıkta neler yapıldı, daha doğrusu yapılmadı?
HER ŞEYİN DEĞERLİ OLDUĞU ÜLKEMİZDE İNSAN HAYATI NEDEN BU KADAR UCUZ: Deprem öncesi defalarca hatırlattığımız konuları şimdi bir kez daha soruyoruz. Başta AFAD olmak üzere ilgili tüm kurumlarımızın yeterli ve nitelikli ekipleri var mıydı? ÖTV başta olmak üzere toplanan vergiler bugüne kadar nerelere harcandı? İmar afları ile bazı mağduriyetlerin giderilmesinin yanı sıra, bu depremde kaç bin hasarlı bina “oy kaygısıyla” yok sayıldı ve kaç tanesi yıkıldı? Bugüne kadar Türkiye genelinde; Kaç bina denetlendi, kaç bina hasar gördü ve bunlardan kaç tanesine dava açıldı? Milletimizin 5-10 bin lira kira ödediği, en az 2-3 milyon lira ödeyerek aldığı meskenlerinin adeta kendi mezarları olduğu bu çarpık sistemin sorumluları kimler Allah aşkına! Her şeyin değerli olduğu ülkemizde insan hayatı neden bu kadar ucuz? anlamak mümkün değil.
BİZLER VE VATANDAŞLARIMIZ NOTLARIMIZI ALIYORUZ, DEFTERİMİZE SAKLIYORUZ : Beyler kendilerine soranları not alıyor, birer birer defter tutuyorlardı. Uzmanların dile getirdiklerini not etmeyenler, yapılacak hazırlıkları defter tutmaz; Tabii ki, ama onları not alıyor. Hodri’ye meydan okuma! Biz vatandaşlarımız notlarımızı aldık, defterlerimizi tutuyoruz. Birlik ve beraberliğe davetimiz gözünüzde karşılık bulmadığı için analizden çok algıyı ön planda tuttunuz. Merhamet ve merhamet yerine öfke ve nefret dilini seçtin, en azından bu kez kucaklayabilirdin ama yine kutuplaşmayı seçtin. ‘Beton beslemez’ dedik, ‘aşırı ve yanlış betonlama öldürür’ dedik, dinletemedik; Şimdi yine insanlardan çok inşaata öncelik veriyorsunuz ve harika bir aciliyetle. İnsanın yüreği yanıyor; Her seferinde nasıl yanlış kararlar veriliyor gerçekten inanılmaz.
MEHMETCİMİZ NEDEN İLK ANDAN İTİBAREN BÖLGEDE YOKTU: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi her şeyin panzehiri ve tahlili olarak sunulmadı mı? Bu sistemin en büyük avantajı ‘hızlı karar alma’ olarak sunuldu, peki müdahale neden bu kadar geç oldu? Kolluk kuvvetleri, madenciler ve iş makineleri bölgeye neden bu kadar geç sevk edildi? Çok net soruyoruz. Ülkemizin en disiplinli gücü olan ordumuz hazırlıklı olduğu halde neden 100 bin Mehmetçiğimiz ilk andan itibaren sahaya inmedi? İlk saatlerde 4. seviye alarm durumu açıklanırken yani durumun ciddiyeti anlaşılmışken; Peki, halk enkaz altında günlerce, yakınları da enkaz başında iş makinesini beklerken neden günlerce bekledi? İlk 48 saat çok ama çok değerli. Özellikle bu kritik dönemde enkaz çalışması için gerekli grup ve teçhizatın yönlendirilmesinde, temel ihtiyaçların karşılanmasında ve yardım faaliyetlerinin koordinasyonunda nasıl bu kadar beceriksiz bir yönetim anlayışı sergilendi?
NEDEN HER ZAMAN İLK KAÇINDIĞINIZ ŞEY EĞİTİMDİR: Yanlış anlayışla, sürekli çarpık zihniyetle bunu aşmamız mümkün değil. Düşünün ki akıllarına ilk gelen okulları kapatmak oluyor. Onlarca seçenek arasından yine nasıl yanlış karar verdiklerini anlamak mümkün değil. Neden her seferinde ilk vazgeçilen şey eğitim oluyor, neden hep aynı hatalar tekrarlanıyor? Bu yanlış karardan 2 ay sonra geri dönmek hiçbir şey ifade etmiyor; Bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmeli, üniversiteler bir an önce yüz yüze eğitime başlamalıdır.
İSTANBUL İÇİN HANGİ ÖNLEMLER ALINDI? : Olası beyin sarsıntıları için şu anda hangi hazırlıklar yapılıyor? İstanbul için ne gibi önlemler alındı? Örneğin riski en yüksek illerimizden biri olan Bingöl’ün afet bölgesi ilan edilmesi için ne bekleniyor? Son şoklardan etkilenen vatandaşlarımızın yeniden hayata tutunabilmeleri için hangi adımlar atılıyor ve ne kadar bütçe ayrıldı? Yeni yapılacak inşaatlar için temel etütleri ve mikrobölgeleme çalışmaları titizlikle yapılmış; Yüzbinlerce konut için şimdiden ihaleler konuşuluyor. Temelleri bile atılıyor. Aynı yanlış anlaşılmayla, bire bir çarpık zihniyetle atılacak her yanlış adım, önümüzdeki günlerde çok daha büyük sorunlara yol açacaktır. Öyleyse; Krizi derinleştirecek acil kararlardan derhal vazgeçilmelidir. Sağlıklı ve kalıcı analizlere odaklanmak zorundayız.” (HABER MERKEZİ)