İsveç onayının ardından gözler F-16 ve Eurofighter satışlarında
İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin yasa tasarısı dün gece TBMM’de AKP, MHP, CHP ve DEVA Partisi milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. İsveç’in İttifak’a katılımına ilişkin Türkiye’deki onay süreci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasının ardından tamamlanacak. Genel Kurul’da yapılan oylamada 287 kabul oyu, 55 ret, 4 çekimser oy kullanıldı.
Ancak Ankara’daki onay, İsveç’in üyeliğinin önündeki engellerin tamamen kaldırıldığı anlamına gelmiyor. Macaristan’ın da onay sürecini tamamlaması gerekiyor. Rusya’ya daha yakın bir politika izleyen Başbakan Viktor Orban yönetimindeki Macaristan, herhangi bir açık şartı olmamasına rağmen İsveç’in üyeliğini henüz onaylamadı.
Yeni bir üyenin NATO’ya katılımı İttifakın tüm üyeleri tarafından onaylanmalıdır.
Türkiye’nin F-16 ve Eurofighter talebi
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın ardından Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımı gündeme gelmiş, Türkiye de NATO’nun genişlemesine onay verilmesi karşılığında bazı taleplerde bulunmuştu. Ankara, İsveç’ten “terörist” olarak nitelendirdiği ve terör örgütüne üye olduğunu iddia ettiği kişilerin iadesini istedi. Adalet Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre Ankara, son 10 yılda terör suçlarından dolayı 32, adı geçen kabahatlerden ise 37 kişinin İsveç’ten iadesini talep etti.
İsveç’in şu ana kadar kaç kişiyi iade ettiği bilinmiyor ancak İsveç, terörle mücadele mevzuatını sıkılaştırarak ve Erdoğan’ın talep ettiği diğer güvenlik adımlarını atarak Ankara’nın isteklerini yerine getirdiğine dikkat çekiyor.
Türkiye’nin İsveç’in üyeliği karşılığında asıl talebi aslında ABD ve Avrupa’dan geliyor. Ankara, mevcut filosunu yenilemek için ABD’den 40 yeni model F-16 savaş uçağı ve 79 modernizasyon kiti satın almak istiyor. Ankara ayrıca 900 havadan havaya füze ve 800 bomba istiyor.
Türkiye, Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya konsorsiyumunun ürettiği Eurofighter Typhoon savaş uçaklarıyla da ilgileniyor. Ankara’nın bu uçakları satın alması dört ülkenin de onayına bağlı. İsveç’in üyeliğine ilişkin sürecin Ankara tarafından geciktirilmesi nedeniyle Almanya’nın satışa sıcak bakmadığı belirtildi. Almanya, Ankara’daki gelişmelerin ardından ne gibi bir adım atacağına ilişkin henüz bir mesaj vermedi.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, F-16’ların satışındaki gecikme nedeniyle Eurofighter’ı satın alma isteğini gündeme getirdi. Türkiye’nin bu konuda İngiltere ile görüşmelerde bulunduğu biliniyor. F-16 satışının istendiği gibi gerçekleşmesi durumunda bu uçakların Ankara’ya satılıp satılmayacağı bilinmiyor.
İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanmasını memnuniyetle karşılayan Beyaz Saray’ın, F-16’ların satışına ve modernizasyonuna onay vereceği tahmin ediliyor. Ancak Beyaz Saray’ın desteği tek başına yeterli değil. ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin taleplerini içeren mektubunu Kongre’ye sunmalıdır. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, son üç aydaki iki ziyaretinde Türkiye’ye, İsveç’in adaylığının onaylanmasının Kongre’nin F-16 satışına karşı direncini kırmaya yardımcı olabileceğini söyledi. Çünkü Türkiye için Kongre onayı garanti edilmiyor. Türkiye’deki insan hakları ihlalleri nedeniyle Amerikan Kongresi’nde tepkilerin olduğu biliniyor.
Türkiye ayrıca Kanada’nın savaş uçağı üretiminde kullanılan önemli bir bileşenin satışına ilişkin yasağı kaldırma sözünü de yerine getirmesini istiyor.
İsveç neden NATO’ya katılmak istiyor?
Yaklaşık 200 yıldır geleneksel olarak askeri ittifakların dışında tutulan İsveç, NATO üyeliğini uzun süredir reddetmişti. İsveç, Finlandiya ile birlikte, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinden sonra neredeyse bir gecede tarafsızlık politikasını değiştirme kararı aldı.
Finlandiya’nın başvurusu daha kısa sürede tamamlanarak geçen yılın nisan ayında NATO’nun 31’inci üyesi olurken, İsveç’in başvurusu Türkiye ve Macaristan tarafından engellenmişti. Türkiye ilk etapta “terör suçlularının” İsveç’ten iadesini talep etmişti ancak Kuran yakma hareketlerinin ardından durum daha da karmaşık hale geldi. Kur’an-ı Kerim yakmanın yasaklanmasını isteyen Türkiye, bu nedenle İsveç’in onay sürecini geciktirdi. Bu taleplerin yanı sıra savaş uçağı satın alma girişimleri de devam etti.
İsveç İttifak’a ne getirecek?
İsveç’in katılımı, stratejik açıdan değerli Baltık Denizi’nin NATO tarafından kuşatılmasına yol açacaktır. Baltık Denizi, Rusya’nın St. Petersburg ve Kaliningrad şehirleri üzerinden Avrupa’ya deniz erişimi sağlar.
İsveç’in silahlı kuvvetleri de Soğuk Savaş’tan bu yana küçültüldü ancak NATO’nun kolektif savunmasının potansiyel bir dayanağı olarak görülüyor. Modern bir hava savunma ve donanmaya sahip olan İsveç, NATO’ya yaptığı savunma harcamalarını artırma taahhüdünde bulundu.
Alman askeri uzmanı Jacob Westberg’e göre İsveç’in NATO’ya üyeliği sadece güvenlik politikaları açısından kazanç değil, askeri açıdan da büyük bir getirisi olacak. Westberg, “Rusya’nın Baltık Denizi’nde operasyon düzenlemesi zor olacak” diyor ve ekliyor: “İsveç’in beş modern denizaltısı var ve onlarla birlikte NATO’nun Polonya ve Almanya’dan oluşan gücünü tamamlayabilir.”
Macaristan’a baskı artıyor
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylamasının ardından gözler artık Budapeşte’de. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile görüşen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Budapeşte’nin İsveç’in önünü açmasını beklediğini söyledi.
Daha önce Macar hükümetinin İsveç’in üyeliğini desteklediği mesajını veren Orban, sürpriz bir şekilde dün İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’u “İsveç’in NATO’ya katılımını bizzat müzakere etmek” üzere Budapeşte’ye davet etti. Bu davete tepki gösteren İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, diğer tüm ülkeler gibi Macaristan’ın da 2022 yazında düzenlenen NATO zirvesinde İsveç’in NATO’ya katılması yönündeki resmi davetini desteklediğine dikkat çekti. “Dolayısıyla bugün müzakere yapmak için bir neden göremiyorum. ” dedi Billström.
Alman Federal Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Michael Roth da Orban’ın girişimine sert tepki göstererek, “İsveç’in NATO üyeliği konusunda müzakere edilecek başka bir şey yok. Özellikle ikili olarak.” Orban’ı “bir otokratın sınırsız kibiriyle” suçlayan Roth, Avrupa Birliği (AB) ülkelerini de sağcı popülistlere çok sık boyun eğmekle eleştirdi.
Brüksel’deki diplomatlar Orban’ın hamlesini AB ortağı İsveç’in Macaristan’a yönelik eleştirisine yanıt olarak görüyor. AB, Budapeşte’ye yapılan milyarlarca dolarlık yardımı hukukun üstünlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle dondurdu, Orban ise Avrupa’nın Ukrayna’ya yapmayı planladığı milyarlarca dolarlık yardımı engelledi. Bu nedenle 1 Şubat’ta Brüksel’de AB devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla özel bir zirve yapılması planlanıyor.
AP,Reuters,AFP,DW/HS,JD
DW Türkçe’ye VPN üzerinden nasıl erişebilirim?